Turco | Inglés | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | yeşil alan | green field n. | ||
There used to be a green field here; now there's a supermarket. Burada bir yeşil alan vardı; şimdi bir süpermarket var. More Sentences |
||||
General | yeşil alan | green n. | ||
The green surroundings made it even more beautiful. Etraftaki yeşil alanlar ortamı daha da güzelleştiriyordu. More Sentences |
||||
General | yeşil alan | green belt n. | ||
Large cities often contain green belts and parks. Büyük şehirlerde genellikle yeşil alanlar ve parklar bulunur. More Sentences |
||||
General | yeşil alan | green space n. | ||
There are plenty of green spaces to relax. Dinlenmek için çok sayıda yeşil alan bulunmaktadır. More Sentences |
||||
Construction | ||||
Construction | yeşil alan | green space n. | ||
There is a nice green space between the two buildings. İki bina arasında güzel bir yeşil alan var. More Sentences |
||||
General | ||||
General | yeşil alan | greenbelt n. | ||
General | yeşil alan | green lung n. | ||
General | yeşil alan | green-field n. | ||
General | yeşil alan | park n. | ||
Tourism | ||||
Tourism | yeşil alan | green area n. | ||
Marine | ||||
Marine | yeşil alan | greenery zone n. |
Turco | Inglés | |
---|---|---|
General | ||
General | yeşil alan oranı | green space ratio n. |
Marine | ||
Marine | dinlenmek için yeşil alan | relaxation greenery area n. |
Marine | sosyal aktivitelere ayrılmış yeşil alan | amenity-oriented greenery zone n. |
Botanic | ||
Botanic | klorofişler sınıfında yer alan bir yeşil alg takımı | ulvales n. |
Botanic | klorofişler sınıfında yer alan bir yeşil alg takımı | ulvophyceae n. |
Botanic | bazı likenlerde gonidyumların yerini alan mavimsi yeşil granüller | gonimia n. |
Botanic | gonidyumların yerini alan mavimsi yeşil granüllere ilişkin | gonimous adj. |
Botanic | gonidyumların yerini alan mavimsi yeşil granül içeren | gonimous adj. |